Merhaba Arkadaşlar;
Sanıyorum
gönül sayfanızda benim de bir yerim var. Bu paylaşıma beni
de ortak ettiğiniz için teşekkür ederim. Başlayışlar ve bitişler
insan hayatında her zaman çok önemli yer tutar. Şu anda sizin
hayatınızda çok önemli bir dönemeç olan bitişlerden birini
yaşıyorsunuz... Her bitiş yeni başlangıçlara kapı açar. Önemli
olan bu kapılardan teker teker geçip sizleri hedefe ulaştıran
kapının zilini çalabilmektir. Şüphesiz hepinizin ileriye dönük
çok büyük hedefleri, idealleri var. Kimileriniz hedefine ulaşırken,
kimileriniz de düş kırıklığı yaşayabilir. Önemli olan bıkmadan
usanmadan, ideallerinden sapmadan maratona devam edebilmektir.
Gerçekten başarılı olmak istiyorsanız yeteneklerinize, ilgilerinize
kulak verin. İşini sevmeyen bir mühendis ya da doktor olmaktansa
belki renklere ses veren, fırçalara hayat veren çok iyi bir
ressam olabilirsiniz. Gerçek başarıyı yakalamak istiyorsanız
yaşamın kıyılarında hayatlar sürmeyin. Yaşamda bazen çok büyük
dalgalarla boğuşmaktan korkup kıyıda kalmayı tercih ederseniz
asla hedefinize ulaşamazsınız. Gerçek başarıyı yakalamanın
diğer bir anahtarı da prensipli, kararlı, cesur bir kişiliğe
sahip olmaktır. Bulunduğunuz ortamda su-bardak ilişkisi gibi
uyarsanız, sorgulamazsanız, insanların sizi şekillendirmesine
izin verirseniz ancak kısa süreli yapay başarılar elde edebilirsiniz.
Yani kendi hayatınızın başrol oyuncusu değil ancak figüranı
olabilirsiniz. Sizin yerinize başka insanlar karar alırlar.
Sizin rolünüzü üstlenirler. Ben hepinizin ileride çok büyük
başarılara imza atacağınıza inanıyorum.
Hayatı tomurcuklarda selamlayın. Sevgiyle...
Nail ÖKTEN
Aysun Hoca: Onur senin fotoğrafını madalyonumun içinde saklıycam,
bana dehşet yıllarımı hatırlatacaksın.
(Serdar
derste walkman dinler ve azıcık abartır)
Coşkun: O ha Serdar! Anfi bağlasaydın!
Onur:
Üf bu ne biçim koku, Sti niye getirdin bu parfü-mü okula?
Sti: Ben getirmedim ki! Çağrı cebimden almış!
Aysun
Hoca: Erdem anlat; 1. Dünya Savaşı'nın cepheleri
Erdem: Hocam ben onu bilmiyorum ki, ben sadece sebeplerini
bir de neden olduğunu biliyorum.
(Sınıf
İlke'yi döver)
Çiğdem Hoca: Ne bu haliniz!
Murat: İlke arkadaşlarla tepkimeye girdi hocam!
Çiğdem
Hoca: Magnezyum, çinko, copper yani bakır.
Çigdem
Hoca: Verilen tepkimeler belirtilen yönde ger-çekleşir
mi?
Elçin: Yön neresi hocam?
Aysun
Hoca: Müdüüüürüüüm! (Alper'e)
Alper: Haaa!
Nesime
Hoca: Onur kırarım bi tarafını, eline alır gidersin.
Vedat
Hoca: Benim adım Vedat AKBAŞ ben hata yapmam.
Elif
Şahinci: Oğlum bi sus yahu!!
M.Nuri:
24 Kasım Anadolu Lisesi'nin güzide öğrencileri...
Ömer
Hoca: Kes sesi!
Ömer
Hoca:Çocuklar kopya çekmeyin, kapsama alanım içindesiniz.
Aysun
Hoca: Hakkı, gülmezsen derse başlıyorum.
Aysun
Hoca: Mesela Azeriler gelin birleşelim dese kim yönetir
ülkeyi? Onların yönetmesini ister miyiz? Hayır...
Murat: Hocam maç yaparız, kazanan...
(Alper
fizikten kötü bir not almıştır)
Elçin: Üzgün müsün sınavdan düşük aldığın için?
Alper: Kariyerimin en kötü notu!
Aysun
Hoca: (Erdem'i kastederek) Oğlum bir mutfak aracı (kepçe)
Erdem: Hocam sizde mutfak aracısınız.
Aysun Hoca: Neymiş o araç oğlum?
Erdem: Mutfak tüpü hocam!
Nesime
Hoca: Hepinizin ayağına taş bağlayıp götürüp, şu körfezin
b-klu sularına atmalı!
Canan
Hoca: Gebelik süresi neye bağlıdır?
Faruk: Bebeğin sabrına
Canan
Hoca: Dişilerin üreme yolları karışık, erkeklerin-kinde
bir kanal var, basit, bir şey yok!
Faruk: Tamam hocam biz basitiz. Bizim suçumuz mu yani?
Canan
Hoca: Dişi kurbağa ürerken kamı şişer, erkek kurbağa
üstüne çıkıp onu sıkar.
İlke: Bence onu sıkmıyo hocam!...
Canan
Hoca: Aslında "sazan" deyince o hayvancığa
hakaret etmiş oluyoruz! Onlar çok duygusal hayvanlardır.
Canan
Hoca: Başka ülkelerde 10$ karşılığı, plasentaları satın
alıyorlar.
İrem: Biz de satalım o zaman.
Coşkun: 20$'a tüm utresumu veririm.
Faruk: Gel, gel az kullanılmış uterus.
Canan
Hoca: Ürün miktarı artarsa canlı hücreler ölür.
Onur: Cansız hücre ölmez zaten.
Canan
Hoca: Eskiden bitkiler tenekelere ekilirdi. Daha güçlü
olurlardı, bol demir alırlar tenekeden.
Onur: Düşünsenize hocam, ıspanağı tenekeye ektiğimizi,
neler yaptırır adama valla!
Onur: Alpay'ın telefonu çalınmış
Gülfem: Kim çalmış?
(Sınıfın
değişmez klasiği)
Nail Hoca: İlke yeter artık susun!
İlke-Onur-Murat: Hocam biz ne yaptık ki!
Hocam;
Galatasaray maçında feci adam dövmüşsünüz.
Aysun Hoca: Yok ya abartmışlar. Baktım Engin,
klasik yavrukurt yürüyüşüyle adamın üzerine yürüyor, araya girdim.
(Din
yazılıları açıklanır)
Ömer Hoca: İrem 100, Murat 85
Murat: Hocam nasıl olur, kitap aynı kitap!
Ünal
Demir: Çocuklar saat 9 yani 10 hala geç geliyorlar. (saatler
1 saat alındı)
Mehtap
Hoca: Silkelerim bi kaçınızı şimdi. (Boy 1:55)
Asım
Hoca: Yumuşaklığımı yanlış anlamayın.
Canan
Hoca: Çocuklar işte embriyonun gelişim fotoğrafları
Zehra: Hocam o kamerayı nerden sokmuşlar?
Aysun
Hoca: Oğlum Allah seni salak mı yaratmış?
İlke: Noolmuş yaratmışsa ?
Aysun Hoca (Onur'a): Seni salak bile yaratmamış!
Onur: Olsun yaratmış ya
(Yeni
hoca ilk dersine girer.)
Sınıf: Hocam adınız ne?
Hoca: Derya
Sınıf: Soyadınız?
Hoca: Söylemem dalga geçersiniz. Ama söyliyim hadi. Soyadım
Kuş!
Sınıf: Uzaklaraa uçma kuşum, uçup da gitme...
(Hoca ilk dersten ağlamaklı bir şekilde çıkar ve ikinci derse
gelir. Tahta kaleminin kapağını açıp sümükümsü sıvıyı görmesiyle
çığlık atarak "Bir daha sizin sınıfa gelmeyeceğim"
demesi bir olur.)
Sınıf: Uzaklaraa uçma kuşum, uçup da gitme...
Elçin:
Hocam tenefüs çalcak şimdi ya!
Murat: Ha Elçin tenefüs çalcak zile çıkıcaz
Onur:
Hocan sınav A'lı B'li mi?
Asım Hoca: Farketmez A deyin B deyin, önemli olan
eşit açı olması.
Asım
Hoca: Yanına geliyorum hala konuşuyor. Görmüyor beni.
Görmemesi normal. Optik kurallarına göre görmesi için bakması
lazım.
Sınıf: Hadiiii!
Asım
Hoca: Balıkta bir nehir yakalarken...
Asım Hoca: Taşa su atarken...
Mahir
Hoca: Günümüzde demokrasinin ne anlamı var?
İlke: Yok hocam, bir anlamı yok.
Mahir Hoca: Eeeee
İlke: Ee napalım, yarın mutlakiyete geçelim hocam!
Murat:
Hocam ama burda puan kırmışsınız yaa!
Güler Hoca: Gelmeee, gelmee!
(Klasik
Din yazılıları)
Ömer Hoca: Çocuklar lütfen şu yazılıyı kurallara
uygun yapalım. Not sorun değil.
Murat: Tamam hocam!
Çağrı: Murat 3. Soru??
Murat: Sayfa 23'te
Ünal
Demir: Şimdi içinizden 10 tane nümüne çıkartırım buraya
(kıyafet konusunda)
Mesude
Hoca: Salı günü test getireceğim, test çözeceğiz.
İrem: Şıkları var mı? (Okul birincimiz)
Ömer
Hoca: Gazeteleri kaldırın. Gazete okumak yasak!
Coşkun: Resimlerine baksak olmaz mı?
(Nesime
Özcan'la herhangi bir ders. Her zamanki bıkkınlığıyla sınıfa
girer.)
Nesime Hoca: Günayydın!!!
Sınıf: Sağol
Nesime Hoca: Oturr! Bu ne toz! Aç şu pencereleri! Sınıf
değil ahır! Hangi hayvan koşturdu teneffüste?
Canan
Hoca: İşte karındaki bu sıvı bebeğin dış etkilerden korunmasını
sağlar. Bebek bu sıvının içindedir.
Evren: Hocam, bebek boğulmuyo mu?
Ünal
Hoca: Devamsızlığı 10 günü geçenin veririm eline TASNAMEYİ
Murat:
Ayılar nasıl ürer?
Gülfem: Onlar yumurtlamıyor muydu?
Ünal
Hoca: İlk 5 dakikanın 6. dakikasında geç geleni almam.
Ünal
Hoca: Yediğiniz kola kutularını yarım bırakıp aşağı atıyorsunuz.
Canan
Hoca: Bitkinin hangi dönemlerinde büyüme hızlanır?
Sınıf: Ergenlik
Ergin
Hoca: Oğlum bak çok gereksiz davranışlarınız var.
(Onur K. Soruyu çözer.)
Asım Telli: Teşekkür ederim canım.
Onur: Ben teşekkür ederim şekerim.
Asım
Hoca: Şöyle düşünün: Bir madeni parayı havuza atarsak
mı suyun seviyesi daha çok yükselir yoksa havuzun içindeki sandala
atarsak mı suyun seviyesi daha çok yükselir?
Faruk: Valla hocam, paranın değeri büyükse cebime atarım,
ekonomik seviyem yükselir.
Asım
Hoca: 2 hafta 15 gün sonra yazılısınız.
Sınıf: Oha!
Asım Hoca: Yani 2 hafta canım
Çiğdem
Hoca: Niye bu sınıf bu ders kaynadı böyle?
Onur: Kaynama noktamız düşük hocam!
Aysun
Hoca: Sıkıldığınızın farkındayım.
Evrim: Hayır hocam çılgınlar gibi eğleniyoruz.
Nail
Hoca: (Disiplin yönetmeliğini okuyordur) Kızların etek
boyları diz altı olacak.
Erdem: Hocam olmaz öyle şey ya!
Hatice
Pur: Sizi bırakıyorum ve bir daha dersinize gelmeyeceğim
Çünkü ÖSS'deki başarısızlığınıza ortak olmak istemiyorum.
Sınıf: Başarısızlığımıza ortak olmak istemeyenler başarımıza
da ortak olamaz.