663
- MELİKE SAKA
Gözlerim
yaşlı, yüzüm kızarmış, ellerim titriyordu "İzmit"
tabelasını gördüğümde. Hiçbir şeyin bana bu şehri sevdiremeyeceğine
öylesine emindim ki! Peki şimdi, tam kurtuldum derken neden
yine gözlerim doluyor? Yüzümü bir an olsun güldüren ve dostluklarını
esirgemeyen herkese teşekkürler.
MELİKE
Bugün 10 dk. diye evden çıkıp, saatlerce beyinlerimizi paylaştık.
Bu sene neler olur bilmiyorum, saç-baş birbirimize de gireriz,
sarılıp ağlarız da gibi geliyor. Kısa zamanda çok iş yaptığımız
ender insanlar vardı ve gerçeğin orda, onlarla bulunduğunu öğrendim.
Seninle öyle çok şey yaptık ki, ufacık şeylerde bile aramızdan
aslında büyük büyük olaylar, paylaşımlar geçti. Öyle anlayışlısın
ki, senden herkesten istediğimin fazlasını istememek elimde
değil, bir de açık sözlülüğün, bugün "benden sıkılırsın,
huyunda var" dedin ya, dumurum dünya boyu oldu. Bu kadar
rahat utandırılabilirdim! Çabuk bıkma derdime mi yanayım, bu
kadar ani duyunca kalbime saplanan oka mı? Bunlardan fırsat
bulunca sevinebileceğim bir şey olduğunu fark ettim! Dost, acı
söylüyorsa, gerçekten, bu kız benim dostum olabilir! (zaman
geçtikçe, hoşuma giden bu huyunun bana ihanetini (!) görecektim.
Zevzeklik derecesinde ağzından kaçırma! Zaten en gülünesi anılarımızı
böyle yaşamadık mı? Sen olur olmadık ortalığı alt üst edince,
canımı kurtarmak için şekilden şekile girerken, bir yanda o
manzara, bir yanda senin şirinliğin. Hiç kızamadım bile doğru
düzgün. Bir düşün; bu şehirde civarımda hatıralarımızın olmadığı
bir yer geliyor mu aklına? Büyük özlemler yaşadın, olabildiğince
az üzülmeni istedim, üzüntün hafifledi mi, işe yaradı mı bilmiyorum.
Ama uzaklığın güzelliği kavuşana kadar anlaşılmıyor. Beni de
özleyeceksen eğer, özle ve düşündükçe gülümse, çünkü görüştüğümüzde
anlatılacak çok hikayemiz olacak. "Şimdi çekip gitmesem
uzun bir ayrılığa, kim nasiplenecek kavuşmalardan?"
EVO
...ve bir gün geliyor ayrılıyor yollar. Başka şehirlerde, başka
insanlarla paylaşıyoruz kendimizi. Araya kilometreler, uzun
yollar giriyor. Peki ayırabiliyor mu bizi aramızdaki bağı koparabiliyor
mu? Tabi ki hayır, hiçbir zaman da bitiremeyecek aramızdaki
sevgiyi. Biz farklıydık çünkü, paylaştığımız dostluk bambaşkaydı.
Çok şey paylaştık, çok engele göğüs gerdik. Ve seninle yaşanılan
her şey, Vefa'nın koridorlarında, cam kenarında, tahta sıralarında,
ağladığımız, güldüğümüz her gün, aşık oluşlarımız, nefretlerimiz...
Her şey çok güzeldi. Sen ve kalbin çok güzeldi. Benim için hep
de güzel kalacak. Hep yanındayım ve seni çok seviyorum!
BEYZA
Meko'm;
Yıllarca yaşadıklarımızın ardından 1 yıldır hatıralarınla baş
başayım. Seninle paylaştığımız mutluluklar, acılar, korkular,
hepsi yüreğimdeki yerini ilk günkü gibi koruyor. Kilometreler
bile bizi birbirimizden uzaklaştıramadı, yıllar da dostluğumuzdan
hiçbir şey götüremeyecek. Her Fatih'le yürüyüşümde, İstiklal'i
gezişimde, ayçöreği yiyişimde yanımda hep sen olacaksın. Belki
bir bankta kitap okurken boynumu kimse ısıtamayacak ama ben
senin sıcaklığını kalbimde hissedeceğim. Ve ağlarken bile bozulmayan
güzelliğin aklıma gelecek. Seni çok özledim tombulum. Meko diye
seslenmeyi özledim. Beni hiç aklından çıkarma olur mu?
GÖZDE
Geçen yıl sınıftaki ilk günlerini anımsıyorum da, özlemini ve
üzüntünü gözlerinden anlamak hiç de zor değildi. Ama günler
geçtikçe birbirimize çok alıştık ve sana yaklaştıkça da yaşananların
öneminin farkına varıyoruz. Saniyeleri sayarak aşmaya çalıştığımız
Almanca derslerini, renkli kişiliğinin dışa vurumunu, kahkahalarını,
en önemlisi de iyi ve kötü günlerde güvenilecek bir dost olduğunu
hep hatırlayacağım. Zaten paylaşılan sevinçler ve üzüntüler
dostluk demek değil midir? Uzaklıksa ne kadar az olursa olsun
sınır koymaya yetmez. Mutluluk ve başarı hep seninle olsun.
HİLAL ŞULE
Meko'm;
Kavgam, barışım, sesim, sessizliğim, dostum, dostluğum. Aradaki
uzaklıklar seninle yaşadıklarımızı hiç engelleyemedi. Dostluğumuz,
paylaşımlarımız, hatta kavgalarımız hep aynı kaldı. Hepsi sanki
dün tanışmışız gibi heyecanlı, bir asırdır dostmuşuz gibi köklü...Önümüzdeki
yıllarda güzel anılarımıza nicelerini katmak dileğiyle, seni
çok seviyorum.
GÖKÇE
Merhaba Melike, Fatma ve Saka. Gerçekten hepinizi çok seviyorum.
Senin ne kadar kilo problemin olsa da iyi bir kızsın. (Ben bu
cümleyi çözemedim ama olsun) Aramızdaki dostluk lise 2'de tesadüfen,
gerek olmamasına rağmen gelişti. :) Ben bu dostluğu sana yaptığım
türlü işkencelere rağmen bozamadım ama emin ol mezun olana kadar
bozacağım. Allah seninle çıkacak ya da evlenecek insana sabır
versin, ona şimdiden acıyorum. Neyse artık ciddi bir şeyler
yazayım. İyi niyetli re yardımsever olman göze çarpıyor. Zaten
başına ne geldiyse bu yardımseverliğinden geldi. Saatini, kalemlerini
ve bilumum kırtasiye tipi eşyalarını bana teslim edip güvende
olacaklarını zannediyordun, ama yanılıyordun. Ben de onları
kırıyordum. Pişman değilim, yine teslim etsen yine kırarım.
Ciddi şeyler yazamıyorum sen de okudun işte. O halde bu write-up'ı
daha fazla sürdürmenin bir manası yok. Hayatta her şey gönlünce
olsun. Hep ağla, gül ve zayıfla. Eyvallah.
FARUK
Beni kardeşinin yerine koyduğun için seni kınıyorum. Öncelikle
buna değinmek istedim çünkü ben kimseye benzemem. (ufff) Bir
de bu write-up'ı okuyanlara tavsiyem şu ki bu kızdan akıl almayın.
Çünkü ben aldım, pişman oldum. Felsefeciyle aram açıldı. Ama
olan oldu bi kere. Bütün bunlara rağmen ben seni, fazla kilolarınla,
cömertliğinle ve sabrınla (tabi bir uzaylıyla uğraşmak çok zor)
hatırlayacağım. Sana mutlu ve zayıf bir ömür dilerim.
HAKKI
Seninle arkadaşlığımız ilkokul senelerine kadar dayanır. Ortaokul
ve lisede de sürmesini çok isterdim ama sen nedense bir gittin,
gidiş o gidiş...(Neyse ki lise 2'de geri dönmüşsün) İyi ki döndün
yoksa beni böyle bir dosttan mahrum bırakırdın. (bu nasıl bir
dostluksa :) Sana şaka yaptığım anda elini yumruk vücudumun
herhangi bir bölgesine (özellikle karın boşluğu) saplamak için
bekleyen birini görüyorum. Ve sapladığında da acılar içinde
kıvranan ben. Tabi kı ben de antrenmanları artırdım ve şimdi
dimdik taş gibi ayaktayım. Şimdi istediğin kadar vurabilirsin,
bu filinta beden senin için feda olsun Gönül ister bu dostluğumuz
hep böyle sürsün ama hayat bu, ne olacağımız hiç belli olmaz,
o yüzden sana hayatının geri kalan bölümünde mutluluk ve başarılar.
SERDAR
Meko;
Kızım seninle biz resmen Hacivat-Karagöz gibiydik, bir elmanın
iki yarısıydık. (yok öyle bir şey, maksat edebiyat olsun) diyesim
gelmese de, gerçekten 2 sene beraber çok şey yaşadık. Başım
her derde girdiğinde (ki bu dertler hep sizin tanıdığınız kişiler
oluyordu) bana akıl veriyordunuz. Ama hiç bir dediğinizi yapmadım
(hi-ho-ha!) "Me-lii-ke" her ne kadar ayrı kişilikler
olsa da ben onları bir bütün kabul ettim. (Yalan!) Kısa zamanda
gelişen bu dostluğun uzun sürmesi dileğiyle...
ÇAĞRI
Meko'm;
Seninle paylaştığım zamanları kesinlikle unutamam herhalde.
Zaten eğer (her zaman hayal ettiğimiz) İstanbul'a gidersek bu
gerekmeyecek. Belki sen arkadaşlığımıza 5 yıl ara vermeyi bildin
ama biz şu an bile yaşayamadığımız çocukluğu yaşıyoruz. Umarım
tekrar ara vermek zorunda kalmayız bu arkadaşlığa çünkü seni
çok seviyorum ve unutmayı reddediyorum.
ANGEL
Şimdi sana ne denir abi? Geç oldu ama tam oldu yani. O kadar
aynı okuldaydık, sen gerçi gittin kayboldun bi ara, sonra çıkıp
gene geldin ama işte sona kalan dona kalır böyle. Hatırlat,
bak seni sırf bunun için döveceğim. Ama boş ver ya, ne oldum
dememeli, ne olacağım demeliymiş öyle diyorlar, abi biz de önümüze
bakalım. Senin gibi cana yakın, hayat dolu ve ilginç gülüşü
olan biri kolay kolay bulunmuyor. Onun için görüşmek üzere,
kendine iyi bak. Hadi eyvallah!
AHMET
Seni tanıdıktan sonra bayağı bir kas yaptım valla. Sağol be.
Bir kız için çok ağır ellerin var. Şaka gibi gelse de gerçek
sayılır bunlar. (kızmıyon dimi?) Bir de sende böyle bir soyluluk,
asilik havası var. (ya da yaratma amacın) Bunu hemen hemen her
yerde görüyorum sende. Çok içten ve yardımseversin. Sevimlisin
ama en iyisi de ne biliyor musun? Tombikliğin, tombiksin, tombik.
(Umarım sinir yapmazsın) Ama inanıyorum o fazlalıkları bir gün
atarsın. (Balık kavağa çıkınca olacak:) Zaman zaman atıştıysak
da bunları hiç ciddiye almadın ya çok baba bir kızsın. İyi ki
seni tanıyorum. Her şey gönlünce olsun. Şimdilik eywallah!
CENK
İçinin güzelliği dışına vurmuş insanlardandır Melike. Onunla
ilk kez ne zaman tanıştığımı hatırlamıyorum ama iyi ki tanışmışım.
Çünkü bu insanın sevgi dolu yüreğini hissediyorum, o neşeli
sohbetinden mahrum kalmıyorum. Ne mutlu ki bana senin gibi birini
arkadaşım olarak tanıtabiliyorum. Her zaman mutlu kalman dileğiyle.
CAN
O uzun güzel saçlarını (artık yok ama!), seninle yaptığımız
iğrenç, yumurtalı diyetleri, sanki ortadan ayrılacakmış gibi
patlayarak gülmeni ve Almanca yazılılarını hiç unutmayacağım.
Hayatımda senin kadar cana yakın ve içten bir insan tanımadım.
Her şeyin en iyisine layıksın. Her ne kadar herkes reddetse
de bence sen Jennifer Lopez'e acayip benziyorsun.
ESRA