29 - FARUK TÜRKKAL 
MAST_FTR@hotmail.com  

Seninle ilk olarak Hazırlıkta tanıştım ve hazırlıktan bu yana her zaman aynı sınıfta olduğum nadir arkadaşlarımdan birisin. Seninle iyi ve kötü bir çok günlerimiz geçti. Aslında bu okulda sen en özel arkadaşlarımdansın. En yakın arkadaşlığım seninle oldu. Seninle beraber oturduğum bu günlerde öğretmenlerle ve diğer arkadaşlarla ilişkilerin süperdi bence. Hele seninle denediğimiz o inanılmaz kopya taktiklerini bir ömür boyu unutamam. Sınıfımızdaki nadir Fenerbahçelilerden birisi olman sana ayrı karizma katıyor. Ayrıca derslerde yaptığın espriler de mükemmel. Umarım bu günlerimizi unutmazsın ve gelecekte iyi bir üniversite kazanıp dilediğin gibi yaşarsın. Arkadaşlığımızın hiç bitmemesi dileğiyle....
ALPER


Seninle 2 seneden beri dostuz ama sanki eskiden beri birlikteyiz. Yaptığın esprilerle uğurlu rakamınla, hocalara kafa tutmanla ve müthiş triplerinle seni unutmayacağım. Birlikte hem sınıfa hem de dershanede güzel anılarımız oldu. Kötü notlardan ve denemelerden sonra ne kadar gaza gelip çalışmaya başlasak da bir türlü başaramadık. Sınıfta ayrı bir yerin var. Sen olmayınca sınıfta gülücükler olmuyor. Her kötü olaydan sonra bile bir gülücük çıkarıyorsun ve bu senin yüzüne çok yakışıyor. İlerde inşallah güzel bir yer kazanıp iyi bir hayat kurarsın. Ve inşallah bir kırmızı Porsche alırsın. EE o hale gelince de bizi de artık unutmazsın.
ABDULLAH


Dersi dinlemek, çevreye dinletmek, konuşmamak, yerinde oturmak, bağırmamak, şarkı söylememek... Bunların hepsi bizimkine hiç uymayan şeyler. "Hiperaktif Faruk" sinemalarda, daha doğrusu bizim sınıfta. İyi ki de bizim sınıfta. İki sene çok eğlendirdi beni. Eğlenmek adamın doğasında var. İnşallah bu yaşama sevincin artarak devam eder. Yine karşılaşır bizi yine eğlendirirsin. Hep mutlu kal.
Murat ÖZÇELİK


Yani bin pişman oldum şu Esma olayına bulaştığıma, bulaşacağıma. Ama şunu bil hepsini
Begüm planladı. Olayların aslını öğrendin, değer miydi bizi elin kıllı kamyoncularıyla ve kabzımallarıyla muhatap etmeye. Hele Ankara'da geçirdiğimiz günleri düşündükçe yarılıyorum gülmekten. İrem ile zaten korkmuşuz. Kızın çığlıklarından sonra bir de diyorsun ki "Su ister misiniz kızlar, okunmuş su, dede okumuş!" Korkudan Atakule'ye bile onca ısrarımıza rağmen çıkmadın ama helal olsun dede olayından tarısmadın. Panzehir olayı neydi öyle? Ne manyakmışız sen git her hafta ne tepki vereceğini bilmediğin kasetçisine panzehir sor, kebapçıyla dalga geç, sonra da tavukçu bizi dayak yemekten zor kurtarsın:)) Ama ne dersin belki biz de bir gün "analar, babalar sizde nasıl sabır var bir küçük kız çocuğu tek başına ne yapar bir küçük kız çocuğu tek başına ne yapar" diye bir hip hop kaseti çıkarır, meşhur oluruz. Grubun adı da Panzehir olur. Hatta Çağrı da arkadan "orman" diye vokal yapar. Şaka maka 1-2 yılda hayatımda ve anılarımda büyük yerin oldu. Acayip eğlendik. Her zaman böyle içinden geldiği gibiydin. Belki de en önemli sebebi buydu bu güzel dostluğun. Bi de geyik frekanslarımızın tutmasıydı. Canım tönkelim, benim için ne kadar değerliysen, emin ol hep öyle kalacaksın. "Yalan" dermişim. Yok yok bu sefer işletmiyorum seni....
ESRA


7 senenin ilk 5 senesini farklı sınıflarda geçirdik ve ben seni ne kadar yanlış tanıdığını 2 senede öğrendim. Tam bir fırlama olduğunu anladığımda şaşırdım. Beni hiç gülmediğim kadar güldüren, hiç kızmadığım kadar kızdıran adam senin yaptıklarını buraya yazmama gerek yok. Çünkü ne sen ne ben bugünleri ve paylaştıklarımızı unutabiliriz. Umarım her zaman saçlarını özgürce uzatabildiğin [benim gibi) ve bu sayede Tom Cruise'e benzediğin ortamlarda bulunursun ve son olarak şans Melek'leri hep yanında olsun.
HAKKI


Gelecegin "stand-up" çısı arkadaşım benim.
Yanında zamanın nasıl geçtiği bilinmeyen insanlar vardır ya sen öyle birisin işte. Ne yapıp ediyorsun bizi gülmekten kırıp geçiriyorsun. (Hele o Ankara gezisinde gidiş ayrı dönüş ise
apayrıydı) Rüyalara giren aksakallı dede gibi sen de bizim kanımıza girdin bi kere vazgeçmemiz imkansız. Dilerim hayallerin gerçekleşir. Şöyle önünde fotoğraf çektirebileceğin kırmızı bir Porsche'un olur ve seneye istediğin yerde olursun. (Sütçü İmam Süt Teknolojisi miydi? :) Bu arada hani o ünlü masum bakışın var ya, eminim onunla güzel bir kız tavlayacaksın. Teşekkür ederim sana; yüzüme kondurduğun her gülücük için. Beni sorunlarımdan uzaklaştırdığın her saniye için. Hep gülmen ve tabii ki güldürmen dileğiyle.
NOT: Kesme şeker dinleme artık!
NAZLI


Farukçuğum nam-ı diğer MASTMAN. Ben seni böyle bilmezdim. Lise 1'de gördüğüm kadarıyla sessiz sakin teneffüslerde ot ot oturan biriydin. Ne olduysa Alper'le oturmandan dolayı oldu. Gerçi bu sene de pek tekin biriyle oturmuyorsun. (HAKKI) Neyse seni ne zaman görsem üstüne atlamak o yanaklarını mıncıklamak istiyorum. Çok geyiksin umarım hep böyle kalırsın. Ve ileride bir Porsche'un olur ve Hazırkart Esma'yla evlenirsin. Ama ilk çocuğunun adını "sti" koymayı unutma!
GÖKÇEN (STİ)


Pek Sevgili Faruk, seninle 7 senedir aynı okulda olmamıza rağmen 3 senedir iyi bir dostluğumuz var. Şunu söyleyeyim ki 9-C sınıfına düşmeden önce tipinden olsa gerek sana pek bi uyuz olmuştum. Daha sonra ne kadar yanıldığımı üzülerek anladım. Çünkü senin gibi iyi kalpli yardımsever, herkesin iyiliğini düşünen, yakışlı ve espritüel bir kişiyi daha önce tanıyamamış olmanın verdiği acıyı yüreğimde taşıyordum. Şunu bilmeni isterim ki eğer ki ayrılırsak seni çok özleyeceğim. Sende beni unutma sakın.
Onur KABA


Yanında uzun süre gülmeden yada gülmek zorunda kalmadan durulmayan sınıfın 1 numaralı şebeklerinden biri, aynı zamanda 9 yıldır aynı sınıfı paylaştığım özel bir arkadaşsın benim için. Çoğu zaman tüm sınıfı kopartan esprilerini bir o kadar da iyi niyetli kişiliğini esirgemedin samimi dostluğunu ve özellikle devamlı sırıttığın için yüzden hiç eksik olmayan gamzelerini hiç unutmayacağım. En büyük idealin olan Erdal Acar'a ve hayatındaki mesleğe ulaşabilmen dileğiyle.
HİLAL ŞULE


O ne espri potansiyelidir öyle. Bitmek tükenmek bilmiyor kardeşim yani. İki senedir aynı sınıftayız. 7 sene içinde sadece iki senedir birbirimizi, ama bu da birbirimizi anlamamıza yetiyor sanırım! Yaşanılan her şey çok güzeldi. Ankara gezisi başta olmak üzere hip hop rep tarzına çevrilen arabeskler, sınıf içi ders kaynatma muhabbetleri, kopyalar, ekmek arası ekmek ve daha birçok şey... Kendine çok dikkat et, çünkü senin gibi bir kişiliğin bu dünyaya zor geleceği kesin. Ve beni unutma.
PELİN


Biliyorum bana kızgınsın, ama reklamdaki kızın telini isterken o kadar içtendin ki ben de bir anda Esma'yı yarattım. Aslında bana teşekkür etmelisin sayemde reklam yıldızı bir sevgilin oldu. Her ne kadar sanal bir ilişki olsa da. (Tıpkı Esma gibi). İtiraf et bir hafta bulutların üstünde gezdin. Ama sonra peşime taktığın kamyoncu ve kabzımallarla hıncını aldın sanırım. Sayende telefon numaram Türkiye çapında büyük potansiyel kazandı. Söylediğin yanık türküler derslerde girdiğin bin bir türlü kılık, tüm yaptıklarının ardından takındığın ciddi ve . masum çocuk triplerinle ve tabii ki reklam yıldızı sevgililerinle seni hep hatırlayacağım. Hadi eyvallah.
BEGÜM


Adam sen 17 ömür sığdırmışsın 17 yaşındaki bedenine! Sen bildim bileli delisin, fırlamasın, coşmuşsun (ama taze bir ışık koordinatörüsün) hatta "imdaat Sapıııkk!" sın. Senin içinde bir gergedan var, hatta suaygırı ya da sumo güreşçisi. İşte o senin durgun zamanlarında açığa çıkan şey. Duygusal, olgun, mantıklı ve ağır. Uyanmadığı sürece o tonluk yaratıkla koşturuyorsun bence. Ne bileyim ya. Delinin birisin. Zaten herkes gibi ne kadar iyi, komik ve unutulmayacak olduğundan bahsetsem ne olur ki? Tedaviyle unutturuyorlarmış böyle şeyleri hastanede!! Görüşürüz yine!
EWO

Faruk;
Allah şu 'Tom Cruise" dan razı olsun. Ne iyi etmiş de saçlarını uzatıp, aksiyon bir film çekmiş. Yoksa biz seni kime benzetirdik. Bir filmin etkisinde ancak bu kadar kalınır. Hadi saçların benziyordur ama kısa iken alakası yok be kardeşim. Sonra insanların çanta silgi sandalye masa hiçbir şey bulamazsan kendini atmana ne demeli. Allahtan kimse yaralanmadan sezonu kapadık. (Pardon İrem'in elini unuttum) Bir de unutmayacağım bir şey daha var: Boş derste Çağrı ile çevirdiğimiz geyikler. (Nasıl unutabilirim ki?) Oğlum ne zaman vazgeçeceksin şu çocukla uğraşmaktan. Bu arada ileride bir gün yurt dışına çıkarsan (Hollanda gibi) tüm tanıdıklara selam söyle. Sana hayatta mutluluklar ve başarılar. Gülen yüzün hiç solmasın.
SERDAR

Faruk; oğlum sen nassı bi adamsın böle yau. Seni uzaktan gören o gamzelerin ve inanılmaz sakallarınla (Ay bu çok komik ehi ehu o ha) sessiz, sakin, tatlı bir çocuk zanneder. Oysa cinsin oğlum sen cin. Bombalamadığın bi ders yok bea. Hele sınıfın tek Fenerlisi olmana ne demeli. Her maçtan sonra 2 gün oturamıyordun. (sızlıyodu normal olarak) Sana arkadan yaptığım eziyetleri, Hakkı'yla uğraşmalarımızı ve çarşıda "panzehir" yüzünden yiyeceğin dayakla; yaptığımız hip hop coverlarını unutamam herhalde. Hep böyle kalman dileğiyle.
ÇAĞRI


Muzur Işıkçım, hazırlıktaki sevimli ufaklığın 6 sene sonra böyle bir faciaya dönüşeceği belliydi aslında. Ne kadar inanılmaz olduğunu lise 2'de çektiklerim, yaptığın işkenceler, sinir krizlerim yeterince açıklıyor. Ama tabi artık bağışıklık kazandım. Çıldırtsan bile tam bağıracağım anda suçlu çocuklar gibi muzur gülüşün beni koparmaya yetiyor. Sana çok alıştım galiba, hep eksikliğini hissedicem. Bol şans, İstanbul'da görüşecez!!!
MEKO