53
- AHMET ÇINAR
(262)
322 64 35
Saf,
kıl yumağıma;
Sen tam bir filmsin be abi. Bak, abi diyorum çünkü saygılıyım.
Yaş farkı var ya aramızda. Atalarımız "Akıl yaşta değil,
baştadır" demişler ya haklılar. Sen bunun bana en yakın
örneğisin. Bizden büyük olmana rağmen sınırsız anlama kabiliyetinle
bir harikasın. Öyle ki bu anlama süresinin iki güne çıktığı
bile oluyor. Seninle manyak şeyler yaşadık. Beraber üzüldük,
beraber sevindik. Her şeyde bir bütündük. Her sorunumuzu paylaştık.
Sekiz yıl geçti, ben bunun her gününü senin kıllı suratını
görerek geçirdim. Nasıl baydın artık. Düş yakamdan. Nereden
çıktın karşıma? Beni çok güldürüyorsun, aslında şimdi düşündüm
de, iyi ki varsın. Müdürün senin popona attığı plase tekmeyi
hatırladıkça ölüm tehlikesi geçiriyorum. Ya saflığın. Nasıl
işlettik seni ama. Harikaydı be. Ya balıkçı diye adını çıkarışımız.
Ahmet ve balığı. Ayrılmaz ikili. İki senedir milletin ağzına
sakızsın, he he! Bunlar ne ki abi on kat dehşet verici şeyler
var. Bunları hatırladıkça kopuyorum. Senin kıllı suratını annemden,
babamdan çok görüyorum. Dediğim gibi artık yeter lan, düş yakamdan.
Kaybol! Senle dayak bile yiyecektik, külhan beyi. Artık, anla
beni. Acaba senden kurtuluşum sadece uykularımda mı olacak?
İyi ki rüyalarıma girmiyon, girsen rüya mı olur ki? Kabus olur
kabus! Kıldan derin görünmüyor be, genetik facia. Ne yapışkan
şeysin sen ya. Kazanma ihtimalin balığın kavağa, bırak kavağa
uzaya çıkması gibi bir şey ama benim gideceğim üniversite
hiç olmasın saf dostum. Umarım anlamışsındır. Nasıl acı bir
durumda olduğumu. Awe!
CENK
Ahmet;
Doğu Karadeniz'in saf, temiz, mert ve yağız delikanlısı, Türkiye'nin
en uzun atlayıcısı , uzun gururu ve tanıdığım en talihsiz insanı,
ben senin kadar bahtsız birini daha görmedim. Hazırlıktan beri
bütün şanssızlıklar seni ne yapıp edip buluyor. Bir tanesi var
ki aklımdan bir türlü çıkmıyor. Orta 2'de bir matematik dersinde
o yanık sesinle Cem Karaca'dan "Islak ıslak" adlı
parçayı seslendirirken, bu müthiş sesi keşfeden matematik öğretmeni
Fahri Danalıoglu'nun tokadının suratında patlaması ve işin ilginci
bu olaydan sonra adamla samimiyetinin artmasını asla unutmayacağım.
(Adam bütün sülaleni tanıyormuş meğersem, sen şu tokadın hikmetine
bak. Bunların yanı sıra çok iyi bir insansın. Son derece iyi
niyetli, yardımsever ve sorumluluk duygusu aşırı gelişmiş birisin.
(Tabi bizi her buluşmada 20 dk. bekletmen dışında.) Şakalarımıza
karşı anlayışına hayranım. Sana bundan sonraki hayatında başarılar
diliyorum. İyilikler ve mutluluklar hep seninle olsun ve bu
dostluğumuz bir ömür boyu sürsün.
SERDAR
Ahmet;
İkimiz de 7 yıl boyunca iyi veya kötü birbirimizi çok etkiledik.
Bir yere gidip gitmemeye beraber karar verdik. (ki sinema konusunda
her zaman muhalefettin) öğle yemeğinde ne yiyeceğimize bile
beraber karar verdik. Bazen tartıştık, bazen kavga ettik. Sen
duygusaldın bense değil, sen çok çabuk alevlenip sönerdin, bense
bunun üzerine hep gülerdim, hatta sen Fenerbahçeli, ben Galatasaraylıydım.
Bütün bunlar ise beni sadece zıt kavramların birbirini tamamladığına
inandırdı. Eğer bir gün beni unutacak gibi olursan, ağzını burnunu
dağıtmam dışında, sadece biraz geçmişe dön ve düşün. Birbirimizle
dalga geçtiğimiz, sırlarımızı paylaştığımız anları hatta ettiğimiz
kavgaları hatırla. Her gün daha da bir fark ediyorum ki yaşadığımız
şeylerin hepsi dostluğumuza bir şeyler katmış. Artık kimseyle
bir daha 7 yıl boyunca hemen her gün görüşmeyeceğimi de düşününce
iyice fark ediyorum ki hayatım boyunca kurabileceğim en yakın
dostluk bu. Bu yüzden sadece ve sadece görüşmek üzere.
Dostun ÇAĞRI
Ahmet'e;
Her ne kadar belli etmemeye çalışsan da benim çeneme ve kaprislerime
katlanamayıp sınıfın öbür ucuna oturduğunu fark etmediğimi sanma.
Doğrusu içinde azıcık kötü niyet olduğunu söyleseler inanmam.
Sende bir insanda olması gerekenden çook daha büyük bir kalp
var. Ben buna şahidim. İleride Cenk ile birleşip burnumu sıkıp
kulaklarımı çekmenizi bile özleyeceğim. İleride bana ve kaprislerime
ve çeneme katlanabilecek gücü bulursun. Görüşelim.
Miss Çene (Melisa)
Geleceğimizi planlamaya çalıştığımız bu senede sana geçmiş hakkında
yazmak zor geliyor. Beraber geçirdiğimiz bu 7 senede birçok
anımız oldu, daha çokları olacağını da umuyorum. Unutma hayat
yeni başlıyor. Bu zorlu hayatı kolayca aşman dileğiyle, hep
mutlu kal.
CAN
Ahmet;
Aklımıza ilk gelen her zaman her yere geç kalman. Az mı beklettin
bizi? Sana ne kadar da buluşacağımız saatin yarım saat öncesini
de söylesek sen hep geç kaldın Arkamıza baktığımızda iyi kötü
birçok anı bırakmışız. Aramızda hiç kopmayacak bir bağ oluştu.
Kötü anlarımızda hep yanımızdaydın. Bize moral vermek için az
şebeklikler yapmadın. Bizi güldürdün. Bizde dostluğun gerektirdiği
her şey vardı bunun için, ayrılsak da beraberiz.
Gözde ULUDAG & FİL
Ahmet;
Senin için ne diyim koçum be! Senin gibi iyi bir dostla sadece
iki sene geçirip bunun da bir senesinde tanışık olabilmemiz
benim şanssızlığım olsa gerek. Neyse canım boş ver. Bu kadar
üzülmemin sebebi senin gibi "arkadaş" tabirine tam
uyan biriyle geç tanışmam. Hakikaten abartmıyorum, çok kısa
olsa da çok mükemmel bir "okul arkadaşlığı" dönemi
geçirdiğimizi düşünüyorum. Ama inşallah bu arkadaşlığımız devam
eder. Seni seven dostun,
GÜROL
Ahmet;
Kendi halinde, sessiz, sakin biri sanmıştım seni başta, ne kadar
yanılmışım. En az diğerleri kadar geveze, enerjik, serseri (?)
ve geyikmişsin meğer. Ama yine de farklısın çünkü bana kavgasız,
dövüşsüz dayanabildin sağol. Son anda bulduk bu dostluğu, sonsuza
dek sürmesi dileğiyle. Bol şans!
MEKO
Güneş doğdu dağların arasından ve sarı sıcak ışığını gösterdi
bize. Sıcak sımsıcaktı hava. Güneş bize mutluluğu, dostluğu
emrediyordu. Biz, güneşin sözünü dinledik hep mutlu, neşeli
çocuklar olduk. Birbirimizi kızdırdık hep, burunlarımızı morarttık
sıkarak. Ama yine de kızmadık hiç birbirimize. Yazılıları beraber
ve büyük streslerle geçirdik ama hiç üzülmedik. Hep beraberdik
çünkü. Ve artık güneş battı ve koskoca bir gün bitti. Ayrılık
vakti geldi. Şimdi bir sonraki günün ve güneşin başka bir yerde
doğuşunu yaşamak için birlikte sarıl yaşama dört elle. Görüşmek
dileğiyle. Sevgiyle ..
MELİS
Ahmet'e;
Dile kolay tam 7 sene. Yaşadığımız dostluk, paylaştığımız anlar
anlatmakla bitmez. Hepsi çok değerli ve asla unutulmayacak şeyler.
Beraberce güldük, eğlendik, hüzünlendik. Kıskanılacak derecede
güzel bir dostluk yaşadık. Seni ve her şeye rağmen devam eden
arkadaşlığımızı unutmam mümkün değil. Senin sessiz görünüşünün
altında neler neler yattığını; iyiliğini, tarafsızlığını ve
de en çok şu buluşmalarda hep geç kalışlarını asla unutamam.
AYSUN
Sevgili arkadaşım 07 Ahmet;
İnşallah böyle başladığım için bana kızmazsın. Sen zaten kızmazsın
ya, kişiliğin buna engel olur. Sen insanlara zarar vermekten
kaçınan, alçak gönüllü, iyiliksever birisin. Seninle geçirdiğimiz
güzel günleri unutmayacağım, okul maçlarını (atamadığın golleri)
atletizm yarışmalarını (2 sene önceki bayrak yarışındaki üstün
başarını) ve bana dar zamanda hiç çekinmeden verdiğin paraları
hiç unutmayacağım. Bütün güzellikler seninle olsun, çünkü sen
bunu hak ediyorsun. Canımcım benim.
CUMHUR
Zıp zıp Ahmet'e;
Seninle 7 yıldır beraberiz. Aylar yıllar birbirini kovaladı
ve aramızdaki arkadaşlık bağı yavaş yavaş kuvvetlendi. Farkında
olsak da olmasak ta yıllarımızı, maçlarımızı, paylaştık beraber.
O yılların unutulmasına imkan yok. Çünkü senle paylaşılan yıllar
ve sıraları ve de yazılıları unutmak için ancak hafıza kaybına
uğramak lazım. Seni unutmayacağım. Kendine iyi bak. Hayata havadan
bak (uçaak)
ALİCAN
Sabır taşı Ahmet'e;
Birbirimizi uzun süredir tanıyoruz. Bu seneler boyunca benim
sana karşı olan her türlü kötü, gıcık davranışıma katlandın.
Hiç bir zaman Oğuz yeter, düş yakamdan demedin. Adamda sanki
peygamber sabrı var. Koyu bir Trabzonludan hasta bir Fenerliye
dönüşmesini yadırgasam da daha sonra anlayışla karşıladım. Bunların
dışında Ahmet herkesle muhabbet edebilen çok kafa bir çocuktur.
İnsan yüzüne bakınca bunu anlayabilir. Son zamanlardaki orta
çağ baronu (kötü adam) imajıyla okula gelmesi bile onun bu karizmasını
etkilememiştir. Fenerden umudu kesmeni tavsiye eder hayat boyu
başarı ve mutluluklar dilerim. Başının belası...
OĞUZ
Sakin çocuk Ahmet'e;
Bu okula geldiğim zaman bana en sıcak davrananların başında
geliyorsun. Yaptığın iyilikleri hiç unutmayacağım. Her zaman
söylemişimdir okulun en kibar beyefendisi Ahmet'tir diye...Herkese
örnek olduğunun farkındasındır herhalde. Derslerinde de çok
gayretlisin. Beden derslerinde bana gol attırmak için yaptığın
fedakarlıkları unutmayacağım.
UMUTCAN
Ahmet;
Atletizmcim, basketçim; Her türlü sporla uğraştın valla. Bir
atletizm şampiyonluğu, ardından basket takımı, sonra futbol
takımı. Sana tam bir sporcu demeyeyim de ne diyeyim. Atatürk
ne demiş. "Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim"
demiş. Umarım Atatürk seni bilseydi çok severdi. Bütün özellikler
sende var. Spora ve yaşamaya devam. istediklerinin olmasını
diliyorum.
KAYRA
Ahmet;
Ortaokuldan beri düşünmelerin ne yazık ki hala bitmedi. Şimdiden
nereleri yazacağını soruyorum sana! Bol bol süre. Herhalde formları
doldururken karar verebilirsin. Şaka bir yana iyi kötü 7 sene
geçirdik beraber. Yollarımız burada ayrılırken hep mutlu olman
dileğiyle ...
GÖKSUN