11
- ÇİĞDEM AGAS
Çiğdem,
Sınıfta karşımda hep iki ayrı Çiğdem gördüm doğrusu: Ders anlatırken
dinlemeye çalışan ama hergün uykulu Çiğdem.
Soru sorulduğunda telaşlı, ürkek... Peki ya oyun oynarken? Gözler
pırıl pırıl, hırs küpü, beyninin tüm hücreleriyle aktif...
Sevgili Çiğdem, hayatın hep oyun kıvamında geçsin! Zaten bu
dünyaya rolümüzü oynamaya gelmedik mi?
Aysun KILINÇ
Seni
tanımadan önce siyah gözlerini sevmiştim. Belki de içinde birşeyler
gizli olduğunu hissediyordum farkına varmadan. Ve içindekileri
görmem de uzun sürmedi. İşte! Hayatta yakalamak istediklerimden
birini yakalamıştım. Gözlerin gibi büyük bir insandın! En güzeli
de sendeki değişimleri bu kadar yakından izlemem hatta içinde
olmamdı. Belki de sen hep böyleydin. Sadece güvene ihtiyacın
vardı, hayatın yükünü azaltacak güvene ve sonra paylaşımlar
geldi hiç bitmeyen...
"Sen hep dans edeceksin. Bizse en ön sıralarda seni seyredeceğiz,
hayranlık ve bizim dostumuz olmandan dolayı duyduğumuz gururla
karışık heyecanla...
Sonra sen bize, bize baktığın gibi bakacaksın, ıslak ıslak,
özgürlüğün getirdiği mutlulukla. Kimse görmeyecek, kimse bilmeyecek,
sadece sen ve sadece biz." 9 Kasım 2000
ELA
Çiğdem;
Bazen aynı korkuyu duysa da insan, aynı korkuyla yüreği titrese
de; silmek için (kaybetmekten korkan sevgi dolu bir yüzden)
akan göz yaşlarını; kendi gözyaşlarını saklar. Ben de sakladım.
Sakladığım bütün gözyaşlarını sana bir gün iade edeceğime emin
ol. Ne zaman sahneye çıksan, bedenimle ya da yüreğimle yanında
olacağım. Her gösteri bitişinde seni ayakta ve artık saklayamadığım
göz yaşlarımla alkışlayacağım. En büyük alkışı ise biz alacağız.
Hayat oyununun son sahnesinde; mutluluğu paylaşıp çoğaltmamız
gibi, hüznü paylaşarak azaltmamız gibi son rolü de hafifleteceğiz.
Ve her zaman olduğun gibi sahneyi el ele terk edip çıkıp gideceğiz.
NİLİ
Çiğdem;
3 sene önce aynı sınıfta olmamızla başlayan arkadaşlığımız
geçen sene dostluğa, bu sene de dostluktan öte, tarif edemeyeceğim
duygulara bıraktı yerini. Derslerde teneffüslerde dershanede,
dershane sonralarında hep beraber olduk. Mutlu olduğumuzda beraber
gülmeyi, üzüldüğümüzde beraber ağlamayı öğrendik. Bu sene bir
şey daha öğrendik. "3 yıl önce merhaba diyerek birleşen
ellerimizin elveda diyerek ayrılmasının hayattaki en acı olay
olduğunu..." Her zaman hayatta bir oyun oynuyormuşçasına
gülmeye devam et!!!
ÖZGE
Çiğdem;
"Biz birbirimizi geç bulduk" Ben bunu hep söylüyorum,
söyleyeceğim de. Bu hayatın bize oynadığı oyunlardan sadece
biri. Şu iki yılda yaşadıklarımız bile seni çok sevmem ve ayrılmak
istememem için yeterli.
Beraber okuldan kaçmamızı, saçma sapan şeylere dakikalarca gülmemizi,
sınıfın ortasında amaçsızca hoplayıp zıplamamızı, hatta yazılılarda
çektiğimiz kopyaları bile çok özleyeceğim inan... Tek tesellimse
sadece okuldan ayrılmamız. İnanıyorum ki hep beraber olacağız,
hep bir anlam içeren o gözlerinle bana bakacaksın, yine saçma
sapan şeylere güleceğiz yan yana, el ele... Çünkü biliyorum,
birbirimizden uzakta olsak da kalplerimiz hep birlikte olacak.
MERVE
Derslerde
bakışlarını esmerliğine sarıp yine uzaklara daldığında en çok
senin bir an önce hayaline kavuşmanı istedim. Sen bütün bu zoraki
karmaşayı aşıp süzülmelisin sahnelerde. Buralar sana hep dar
geldi değil mi esmer prenses?
İki yıl aynı sırayı paylaştık seninle. (Ben çoğunda raporluyum
ya neyse.) Sen hep koşulsuz sıcaklığını hissettirdin bana. Çok
yakın olmadık, olamadık ya da olmak istemedik; her neyse. Ama
ben şunu bilir şunu söylerim: "Sevmek sürekli yan yana
olmak değil, her zaman aynı yöne bakabilmektir" ve ben
seni seviyorum esmer prenses. Çünkü sen bu sene hep zor anlarımda
benimle aynı yöne baktın. Hayallerin hep yanında olsun!
DENİZ
Sen
iyi ve sevimli bir kız olmanla birlikte; ben senin her zaman
gözlerine takılıyorum. Bence seni ve senin duygularını ifade
etmen için o siyah, iri, güzel gözlerin yeterli. Ben senin gözlerini
gökyüzüne benzetiyorum; iyi ve güzel havalarda gökyüzü pırıl
pırıl ve yıldızlar gibi parlar ya, senin gözlerin de böyle;
güzel günlerinde, mutlu ve sevinçli olduğun zamanlarda, pırıl
pırıl yıldızlar gibi parlıyor ve etrafa ışık saçıyor. Kötü havalarda
da gökyüzünde hiç yıldız olmaz ve gökyüzü etrafa ışık saçmaz.
Tıpkı senin gözlerin gibi .. Hep böyle sevinçli mutlu ol ki
gözlerin yıldızlar gibi parlasın ve kıskansın gökyüzü yıldızsız
olduğu zaman, senin o yıldız gibi parlayan güzel gözlerini.
ESRA